Şu çanta denilen şey kadınlar için ne tuhaf bir icattır. Ne ironidir Yarrrabim, kullanmasan eksikliği hissedilir durur, hani sap gibi elin bomboş havanı bile bozar elini nereye koyacaksın onu bile şaşırırsın yokluğunda. Her yıl modeller değişiyor, çantalar taşıdıklarımıza yetersiz kalıyor ki büyüdükçe büyüyor.Zaten bir sürü şeyi taşıma eğilimimiz varsa hiç gözümüz küçük modellere kaymıyor hep büyük daha büyük,hep daha çok gözlülere bakıyoruz. Nereye gitsek hammal gibi bir gün içinde kullanmadığımız ne çok şey taşıyoruz farkında mısınız? En özetle; cüzdan, bozuk para çantası, mendil, parfüm, kalem, ruj, anahtarlık,telefon, kitap, cız ve çakmak ilk aklıma gelenler bir de bunların iç muhteviyatları var onları hiç saymayayım en az 2-3 kart, discount kartları,eş çocuk sevdiklerinin resimleri, 3-4 anahtar diye açılım yaparsam çıkamam hiç işin içinden. Bunlara ilave makyaj çantası (içinde rimelinden pudrasına kadar tam tekmil), deodorant, ıslak mendil, kanatlı hatta bunlar için ayrı ayrı çantalar, not defter, ipod, mp3 çalar, ciklet, şeker, küçük atıştırmalıklar, telefon kılıfları,kulaklık,çanta aksesuarları(Hani sapa asılıp sallananlardan), akbil, say say bitmez. Minimum 3 kilo, çanta ağırlığını saymazsak, maksimum da 5 kilo vardır herhalde. Hele iş çıkışı spora falan gidiyorsanız ek torba, ek çanta da cabası... Bizlerden iyi halterci olur biraz çalıştırılsak yani...
Şimdi gelelim 15 yıl önceki hazin çanta macerama...
Bir arkadaşım dükkan açıyor Ortaköy'de ve içeride dekorasyon işleri yapılıyor. Ben bekliyorum dükkanı, hırsızlar kol geziyormuş Ortaköy de geldi biri de beni buldu. Giren çıkan çivi çakan belli değil dükkana, bir tek dekorasyonu yapan adamı tanıyorum diğerlerinden her gireni ilk görüyorum. Masanın yanına koydum çantamı, gelene gidene dert anlatıyorum oraya koyma kardeşim, burayı bozma,boyaya dokunma, yaptığını sen beğendin mi? Bu arada bir arap turist kafilesi de bu hengameden faydalanıp dükkana girdi, daha açılmadık diye dert anlatana onları dışarı çıkarana kadar kuş oldu uçtu benim çanta. Kaldırımcılık suçuymuş bu. Bir mizahsen hazırlanıp kişinin önü kesiliyor sorular soruluyor gürültü yapılıyor bir diğer kişi de çantayı göğüsleyip kaçıyormuş. Neyse olan oldu, gitti çanta, düştük karakol yollarına... Bulunacak ümidi taşıyorum ki tutanak tutturuyorum kalem kalem her şeyi ki bulunduğunda mahçup olmayayım fazla çıkarsa diye mazallah...
Ben söylüyorum, polis yazıyor, tabii ilk etapta kredi kartları tek tek, banka banka döktürüldü, ardından paralar :=(o dönem çek karnesi kulanırdık, onun dökümü, nüfus cüzdanı, ehliyet, banka kimlik kartları,üyelik kartları yukarıda saydığım çanta içinde taşınan tüm ilaveli malzemele listesi, fazlası var eksiği yok... Polis memuru soruyor daha var mı diye? EE var tuzluk, karabiberlik, kapaklı payrex(içinde haşlama patates), 2 elma, folyoya sarılı 2 sandwich ...
- Başka? diyor polis. Dur daha diyorum içimden daha başındayız, bir kazak, bir bluz,bir çorap, iç çamaşırı, penye bir pijama ,dükkanın günlük kasa defteri, oje, fön fırçası,tarak...Akşam arkadaşımda kalacaktım da diyorum açıklayıcı not olarak...Ölçüm için metre, kol saati...
Parmaklarını tıklatıyor polis, daha var mı diye sorarken? Düşünüyorum, kolyem aklıma geliyor.Evet diyorum var: ''Kolyem''
Değerli mi? diyor polis memuru...değeri neydi diye düşünürken ve yok değil galiba ama seviyordum diyecekken aklıma çantanın içindeki çakmaklar geliyor ter boşalıyor üstümden, daha önce yazdırdıklarıma külliyen pişman oluyorum, ayy keşke onlardan birini söylemez olaydım da bunlar zamanında aklıma gelseydi. Şimdi başka diye sorunca ne diyeceğim polise diye düşünürken de polis ''Başka?'' deyiveriyor zaten.
- Çakmaklar.. diyorum utana sıkıla. 3 tane Zippo, 2 gümüş masaüstü, 2 gümüş el tipi toplam 7 çakmak...
Polise daral geldi ama neden 7 çakmak diye soramıyor kibarlıktan :
- Kardeşim bu bavul mu, yani bavul gibi bir şey mi, spor çanta derken anlatın bakim bir daha ebadını?
-Hayır diyorum biraz büyükçe spor normal kadın çantası...çakmakları açıklamaya geçiyorum arada kaynamasın,konu komşu ve evdekiler Ortaköyde doldurturum diye verdiydi, onlar ondan yanımdalar:(
Kafasını iki yana sallaya sallaya kayıp tutanağının sonuna düştüğü cümleyi 15 yıl geçmesine rağmen hiç unutamıyorum.
.... kişinin verdiği ifadeye göre tutanağa kaydedilen muhteva mavi renkli iri normal bir kadın çantasının içinde kaldırımcılık suçuyla gasp edilmiştir.
Bugünkü aklım olsa sadece kartları yenilemek için onları döktürür çıkardım karakoldan, yani bir nebze olsa da bu yönden değiştim:)))
Kaldırımcılık suçunu işleyenlerin para gibi değerli şeyleri aldıktan sonra genel eğilimleri atma yönündeymiş ama yaşasın benimkini atmadılar:)), hiç bulunamadı çanta, iyi ki de bulunamadı saymayı unuttuğum ufak tefekte olsa bir dolu daha şey çıkardı mutlaka teslimatta...
EE Kaldırımcılar!!! Sizi benden çaldıklarınız için affettim, hepsini fazlasıyla yerine koydum da, o gün beni düşürdüğünüz durumu da, o polis memurunun bıyık altından gülen bakışlarını da hiç unutmadım, bu yüzden 2 elim halen yakanızda bilesiniz...
Bugünkü aklım olsa sadece kartları yenilemek için onları döktürür çıkardım karakoldan, yani bir nebze olsa da bu yönden değiştim:)))
Kaldırımcılık suçunu işleyenlerin para gibi değerli şeyleri aldıktan sonra genel eğilimleri atma yönündeymiş ama yaşasın benimkini atmadılar:)), hiç bulunamadı çanta, iyi ki de bulunamadı saymayı unuttuğum ufak tefekte olsa bir dolu daha şey çıkardı mutlaka teslimatta...
EE Kaldırımcılar!!! Sizi benden çaldıklarınız için affettim, hepsini fazlasıyla yerine koydum da, o gün beni düşürdüğünüz durumu da, o polis memurunun bıyık altından gülen bakışlarını da hiç unutmadım, bu yüzden 2 elim halen yakanızda bilesiniz...