Evetttt, annenin direnci benim doktor saflarında artık yer aldığım görüşü ile gün be gün arttı, dışarıda salata yemeye başlayınca iyicene pekişti ve evde de artık yıkamayı önemsemediğimi, kurtları mühimsemediğim noktasına vardı, tabii bu arada aklımdan çıkmayan doktorun direnci ile geldik yine ıspanakların başına.... Kafamda kavak yelleri önümde onca ıspanak dağ gibi tezgahta... Ayy ne geçirgen hayallerim var geçmişle gün arasında...
Bir arkadaşım kremalı pasta kek kıvamında bir şey yedirmişti bir zamanlar, üzeri antep fıstığı gibi bir manzara, damakta bulamadığım fıstık tadıyla havaya kalkan kaşımla ilk ondan öğrenmiştim ıspanaklı kek yapılıp böylesi enfes bir lezzet yaratılacağını...Çokk uzun yıllarr önceee, çoookk çokk uzunnnn ama tad halen çok yakın belleğimde...
Yine bir başka akşam yemeğinde arasına kat kat kaymaklar atılmış yemyeşil bir görkemli güzellik şambaba tatlısından çatalına damlayan şerbeti... Ispanakla renklendirilmiş zümrüt yeşili ve beyaz katmanlar, kürek dondurması gibi üst üste...
Dışı karamelize edilmiş krepler bir servis tabağında büklüm büklüm, içindeki varlığını krebin inceliğinden dışarı süzen rengi ile hissettiren gizli yeşillikle harmanlanmış mantarlı beşemal sosun tabağa taşan görüntüsü, etrafı karabiberle süslenmiş bir bütünlük...
Hiç de kendime haksızlık etmeyeyim, severmişim ıspanağı da sanırım kıymalı yemek olarak bayarmış beni...
Aklımdaki kavak yellerini tabii ki bu diyet ortamında hayata geçirecek değilim ama bulurum elbet ben de dişime göre yapacak birşeyler diyerekkkkk su altında 2 su yıkadım. Yıkadım işte yaaaaaa, yıkıyorum da daha... Bu laf annemeydi suyun sesini duyunca kontrole geldi:))) sonra önüme 2 kap alıp ayıklama işine başladım.. Birinci kaba ıspanak köklerini, ikinci kaba yapraklarını kolayca istifledim.
Kökleri azcık bonkör kesmişim, akan su altında bir kez ovalayarak yıkadıktan sonra o bonkörlükler gözüme batmaya başladı, neyse hallederiz diye sirkeli su hazırlayıp ıspanak köklerini sirkeli suya yatırdım. Diğer tarafta yaprakları da akan su altında tek tek ovalayıp hazırladığım su dolu bir kaba atmaya başladım. Orada da saplara bonkör davranmışım, uzun uzun saplar, neyse hallederiz diyerek işleme devam ettim ve onları da akan sudan yıkayıp bekleyen sudan alıp sirkeli suya yatırdım. Suyu yedikçe çoğalıyorlar mı ne 3. bir kap gerekli yapraklar için , eee o da tamam:)))
Şimdi saplarla köklerdeki uzunlukları halletme zamanı, 4. bir kap alına veee sapların yaprak diplerinden tamamı ile köklerin makul olmayan alanları kısaltıla... eee ne yapacağız o canım körpe kısımları ataca değiliz yaaa diyerek onlarda kendi kapları içinde çoğalmaya başladı. Şimdi tezgahdaki durum şöyle, birinci kapta kökler, 2. ve 3. kapta yapraklar, 4. kapta uzantılar... Uzantılar gözüme az görününce bu defa yapraklar arasında sismik araştırma yapılarak nispeten kartlaşmış yapraklarda 4. tas da katagorileşti... Yıkama eyleminin son aşaması ile taslar sıra ile süzgece alındı sirkeli sudan çıkarılarak, ardından tasların dipleri yıkandı ve içme suyundan yeni su hazırlandı. O da ne diye hiç sormayın, yani bizde durum bu, neden kırk tembih dışarda salata yemeyin diye ruhumuzun tahribe uğradığının sebebi annemizin bu işlemi yapmazsan bu yemeği çatalına değdirmeyeceği:)) Eve içmek, çay gibi sıvı tüketim ihtiyacımız için alınan damacana suyu taşımaya adam yetişmiyor tam da bu sebepten ama ne çare, bazen günün bir vaktinde yerli yersiz kapı çalınıyor bakıyorum bir genç sırtında damacalana, bu ne diyorum su istememiş miydiniz diye soruyor hayır diyorum istemedik adam yanılmış belli ki başka dairenin siparişini karıştırmış ama hiç geri gitmiyor bizden eli boş dönmek yok yani, az sonra 100 derecede kaynayacak olsa da ıspanaklar ruh ve akıl temizliğimiz için illa yıkanacak o suyla, hatta öyle baştan savma çıpçıp değil, bekletilecek içinde, bu aşama adeta eve giren tüm nebatların vaftiz töreni...
Annemmmm bu geceye pişer mi bu ıspanaklar diye endişelenmeyin, pişecek elbetttt, ben yazmaktan sizlerde belki okumaktan yorulmuşsunuzdur Ispanak Yalellisini anlatırken, öyleyseeee bu gecelik bu kadar diyelim mi? :))
Diyelim diyelimmmmm, yeşilmişik, yeşermişiz, yeşillendikkkkk, lay lay looooommm:)))
Not:Görsellerin bir kısmı netten alınmıştır benim çektiklerim ayan beyan bellidir zaten:))
valla çatlamadan yazacakmısın ayrıca merak etmekteyim :))))bu arada sadece saplardan yapılan kıymalı bir yemek yapardı annem tadından yenmez :)
YanıtlaSilYazacağım ve yazdım da:)) ÇAtladın mı merak ediyorum ses ver Ankara:))
SilPastayı bende yapardım ,epeydir yapmadım. Ama şu krepli olanı mmmm canım istedi .Daha önce denemiştim çok güzel olur. Ne güzel anlatmışsın ,imrenerek okudum:))
YanıtlaSilSevgili Nuraycığım sağol, bak birşeyler hatırlatmaya vesile oldu bu yazı ya keyfim yerine geldi. Yapıp yediysen afiyet olsun.
Sil