.

.
Saklama Çözümleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Saklama Çözümleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Mayıs 2012 Salı

Telden Kutu...



Toparlanmaya kaldığımız yerden devam:) tabii bir taraftan da dağılmaya da.  Balkon sadece beni barındırmıyor,  benimle beraber bir dolu ıvır zıvır da var içinde. Klimanın altındaki masamsı görünümlü dolap tepesine kadar tadilata gelen ustaların saklayın bunları dediği malzemelerle dolu. Evin her odasının rengine uygun boyalar, artan karo taşları, her alan için ayrı derz dolguları, taş yapıştırıcıları,  inşaat yaygıları ne ararsanız var. Güya rotuş yapmamız gerekirmiş renk tutmazmış bulamazmışız, saçma! Boyalar özellikle açıldıktan sonra ne kadar ağzını kaparsanız kapayın bozuluyor. Üstelik kalorifer isi, Istanbul'un kirli havası tozu toprağıydı derken 2 yıl sonra gerekti diye rötüş yapmaya kalktığınızda rengi  tutturmanız da mümkün değil. Daha ilk günden atmalı insan bunları nafile depolama. Olsun 2 yıl sonrada olsa aklım başıma geldi ve doğru çöple gecikmeli de olsa malzemelerin büyük bir bölümü buluştu. Çok elzem diye ayırdıklarımı da başka bir yere nakledince 2 gözlü dolap benim işimi görecek hale geldi. Bu dolaba boyaydı, onarımdı gibi işlerde kullandığım ufak tefek (!) malzemeleri koyacağım.:) İlk iş olarak kutu üretiminden başladım, tabii yine atılacak atık malzemelerle:))
Bu telleri başderdim  güvercinlerden kurtulayım diye klima üstü için aldıydık kümes telinden daha kaliteli sonuçta onun türevi bir şey, çit diye satılıyor..Klimaların üstünü kapattık, güvercinler yine geldi, klima üstüne çıkamadılar ama balkonun içinde kendilerine yer açmaya çalıştılar. Sonuçta işe yaramadı  ben balkonu balık ağı ile F tipine çevirdim ve kurtuldum :(
Bu telleri uygun boyutta keserek dolabın içinde kullanacağım kutuya çevirdim. İyi oldu, hem hafifi hem de sağlam oldu ama tel ile sardığımdan bağlantı yerlerindeki kılçıklar kutuların rahat hareket etmesini engelledi. Mutfak dolaplarına  örtü diye aldığım ama kullanamadığım yine atılacak malzeme ile kapladım adı ne bilmiyorum ama yumuş yumuş bir malzeme ve oldukça da sağlam, 2 tane büyük bir küçük kutu çıktı. Kutuları yapalı bayağı oldu da kaplamaları ve içlerini doldurmaları bu haftasonuna kaldı. Birine elimde kalan her türlü boyayı, diğerine de sprey boyaları tinerleri koydum. Şimdilik mi bilmiyorum heran değişebilir herşeyin yeri daha bir dolu malzeme var benim keyfimin gelip yerlerine yerleşeyi bekleyen. Hiç olmazsa aradan bir iş çıkmış oldu, balkon günleri başladı ben malzemeleri nereye koydum diye aranmaktan kurtuldum lakin boya malzemelerim azalmış, yer açıldı yaa alışverişe çıkmalı bir hobi market yapmalıyım artık değil mi? :))





4 Nisan 2012 Çarşamba

Zihni Sinir Saklama Çözümü

Başka isim bulamadım en uygun isim Zihni Sinir Saklama Çözümü oldu bu yazımın:))
Tam Nasrettin Hocalık hikaye, tövbe tövbe... Ben yerim dar diyorum onlar LCD TV kutusunu saklayacaksın  (eşeği de eve al) diyorlar. Bir onları saklamam eksikti, emriniz olur dedik ama yine atamadık evdeki çoğunluğun hissiyatıyla:( Ardiye olayı evde büyük dert, son tadilatta ardiye olarak kullandığımız alanı zorunlu olarak küçük tuvalete çevirince iyicene dellendim neyi nereye koyacağım diye. Küçük falan ama ne çok eşya alıyormuş o alan:( Çamaşır makinası, şohben, süpürgeler, ütü masası, ütü, çamaşır kurutmalığı, vileda, stok kağıt ürünler, deterjanlar, şemsiyeler, kullanmadığımız halılar ne gelirse dağınıklık yaratacak koyuyorduk oraya. Bir de tabii yazlığa gidecek ıvır zıvır eşyalar için uzunca süre bekleme alanı olarak da işe yarıyordu. İyi kötü sığdırdık sağa sola mecburen dağıttıkta bu tür illa saklayacaksın denen kutular için yer taze bitti:))
Nereye koyayım ordan oraya sürünen  bu izbandut kutuları derken 1,5 karışlık boşluk bulunan dolap üstüne yerleştirdiğim  halı hurçları gözüme ilişti. Oraya koyduğumdan beri o görüntüyü hiç sevmiyordum ki aklıma bir fikir düştü,oleyy, bir taşla iki kuş:))  Saklamaksa benimki de saklamak:)) Eğer luzum eder de kullanmam gerekirse puzzle gibi parçaları toplar birleştiririm deyip oturdum kutuyu bir güzel o alanların ebatları genişliğinde kestim, iç yüzlerini mobilyaya uygun olarak yapışkanlı kağıtla kapladım ve dolap üstlerindeki o açıklığa monte ettim. Vallahi  pek bir mutlu oldum bir taşla iki kuş derken bir taşla üç kuş vurdum diye sayıyorum kendimi. Çünkü evlerde genelde en çok toz tutan alanlardan biri bu dolap üstleri, daha uzunca bir zaman geçmedi ama sanırım bu kapama işi o alanların da tozlanmasını önleyecektir.Hızımı alamadım yatak odasındaki dolabın üzerini de kapattım. Neden dolaplar tam tavana kadar yapılmaz halen onu da anlayabilmiş değilim oysa bayağı bir alan saklama çözümleri için yararlanılabilecek yerler ki benimde çok işime yaradı bu halleri ile.
Belki birinin  işine yarar bulduğum zihni sinir çare derken aklıma Sevgili Boncukçu'nun yaramaz kedisi geldi:)) Mutfakta onun da böyle bir dolap üstü var ve kediciği iki de bir soluğu orada alıyor,o alanı kapalı görünce oraya çıkmayı akıl edemez ve böylece mahsur kalmaz, he hee haydi Boncukçu arkadaşım sende bul bir LCD kutusu ağlak miyavlarından kurtul kediciğinin:)
Başka işine yarayan olur mu bilmem artık onu da siz düşünün...





25 Mart 2012 Pazar

Kutu Raf

Ayy ayyy, nasıl açıklanır yaptığım iş bilmem bu defa:)) 

Bu üst üste duran raflı dolabı açıklamakla başlayayım işe önce sonra gerisi gelir nasılsa:)) Bu gördüğünüz raflar farklı zamanlarda yaptırılan tv ek üniteleriydi, yani bir zamanlar alt bölümdeki raf ve kapaklı dolap  bir TV ve video dolabıydı, bir pim üzerinde hareket ediyor ve üst kısmı  360 derece kendi etrafında dönebiliyordu. Üstteki ise hayatımıza  Digitürk'ün girmesiyle aleltecel oluşturulan ek bir kutuydu. Üst kutuyu üstelik farklı yerlerde son zamanlara kadar kullandık da. Evde kullanım ömrü bittikten sonra atılmak istenmediğinden yazlığa götürüp orada değerlendirme kararı alındı ama her zaman olduğu gibi  yerleştiği yerde yıllanmaya başladı. Özetle bugünkü işimizin konusu bu:))
Daha doğrusu benim corner ofis projemde onu yeniden kullanabileceğim bir hale dönüştürmek ve gidinceye kadar etinden sütünden istifade etmek istememle başladı herşey. Uzunca bir süredir kendi kutularımı üretmeye başladım bu vesile ile, bana bu seferki çalışmamda klavuzluk eden Sevgili Adadenizim'e teşekkürlerimi sunuyorum. Kendi bile unutmuştur ne yaptım ki ben vallahi suçsuzum diyordur şimdi :)) ama o paylaşımından  beri bir başka vesile ile de olsaydı aklımdaydı böyle bir uygulama.İlerde inşallah tamamını yazlıktaki bir alan için yapmayı planlıyorum:))
Gelelim ne yaptığıma bunca açıklamadan sonra yapım aşamaları yine kayıp ama anlaşılmayacak gibi değil zaten rafın aralıkları ölçüsünde 2 kutu oluşturdum, yapışkanlı kağıtla kapladım  ve  birer kulp taktım:)) 

Daha içlerini yerleştirmedim rastgele tıkılmış eşyalar şimdilik, yerleşince eklerim yine bu yazıya resimlerini. Ama şimdiki hali ile bile kullanışlı oldu, odaya git-gel yol katetmelerim azaldı, sürat kazandım:)  Kış için corner ofis kurarım derken yazın balkona da yakın olması itibarıyle bayağı bir istifade edeceğim bir alan yaratıldı gibi:))



Hobi Malzemelerini Tasnif Etme Çalışmalarımın En Yenisi:)))

Dikiş kutusu ve müştemelatları derken her gün bir yolla sıkça el attığım malzemelerin kutularını, kılıflarını da yenileyeyim deyip işe sarıldım. Tek şartım dışardan malzeme almak kesinlikle yok!!!Mutfak, salon, yatak altları bakınıp duruyorum nerde işime yarayacak malzeme bulurum diye... Aslında bu pitükare kumaşı mutfak takımını yenilemek için almıştım ve diğerini ise kapitoneleyip tencere dolaplarının altına örtü yapacaktım:)) kısmeti değilmiş oraların, eksik olsun napim. Bu amerikan servislerini de farklı amaçla mutfakta kullanmak için alınmıştı, onlarda dönüşebileceği en pratik bir şekilde kutuya dönüştü. Böyle ebatlarını kendimin belirleyeceği kutulara ihtiyacım vardı, iyi de oldu. Aşağıda gördüğünüz mavi, kutuyu çorap kutusu olarak almıştım karelere bölünmüş göz-gözdü ve bir süredir tarafımca amacından farklı olarak kullanılıyordu, çünkü çoraplarımı sığdıramadım bütünüyle içine ve çekmeceyi de bayağı daraltacaktı, baktım, baktım onun da rengi ruhsarı benim ruh durumuma uymuyor hadi el atmışken onu da kaplayayım dedim, dedim demesine de yenisini sil baştan yapsaydım daha az vaktimi alırdı.Altı ve yan kenarlarının içinde kalın karton var, üst kapak sadece kumaş ve çırt çırtla kapanıyor ağzı.Çok kullanışlı, bir de kumaşları düzenlemek için yapacağım büyüğünden, bavul gibi:)) En baba gazetelikten dönüşme günlük iş çantamı daha önce kaplamış ve 10marifette yayınlamıştım.Ona da iki yeni cep, bir kapak birde ön kısmına düzgün görünsün diye bir parça ekledim.

Envantere baktığımda  benim bu yaptıklarımdan en çok mutfak zararlı çıktııı... Annnneeee, duyma sen bunları... Şişşşt susun bakimmm!!!

Bitti mi rahatladın mı derseniz daha rahatlayamadım. Mesela kumaşların, takı malzemelerinin, kurdelaların, yünlerin durduğu gözlere de el atmam gerekecek , off ne çok şey var dikkatli bakarsam gözüme batacak da yanlarından yel gibi eserek geçiyorum. Habire yaptıklarımı tekrar tekrar yapıp yenilemekten başka iş yapamıyorum hal böyleyken...Neyse onlar başka bahara harç bitti, şimdilik yapı paydos:)))


Bunun içini hiç açmayayım beyniniz sulanır:)) yok yok içinde:)

Off bunun içindekiler hep yerlerine gidecek:)

Günlük işimi koyuyorum bu kutuya, yeni halini çok sevdim üstelik.Kapağına da cep yapacağım:)

İncik boncuk kutusu, üstü reklamlı bir torba ve eski makyaj çantası kaplaması...
O makyaj çantasının içi çok fonksiyoneldir, tığları, falan içine koymuştum tekrar eski işlevine döndürsem mi ne?

Alet edavat  kutusu, operasyon çantası da denebilir, her an elimin altında bulunması gereken malzemelerden bir bölümünü barındırıyor tabii ki.

Bu küçük kutunun içindekilerde tasviye edilecek. O bile bir iş, iplikler kurdelalar vs vs...

5 tane yaptım bu kutulardan, ikisine kaftanlarda kullandığım boncukları koydum, iplikler falan iyi oldu:)

Şimdilik tasfiye edilecekler kutusu:)) balmumu dikiş kutusuna, maket bıcağı alet edavat kutusuna gidecek heman...
Bu arada bakıyorum da bazı blog arkadaşlarımın ruh durumları da benden farksız, habire eskileri yenileme derdine düştük, sanırım mevsimsel:)) mevsimseldir, mevsimsel kesinlikle...

11 Mart 2012 Pazar

Sandık sandıklar içinde şanım var...

Banu hatırlatmasaydı unutmuştum kış başı sandık maceralarımı üstelik yarım bıraktım toparlamadım da herşeyi daha:=( Baza altına koyduğum hurçlarla bir türlü baş edemeyince daha radikal çözümler aramaya başladım işte tam o sırada her gün önünden geçtiğim birincil manavımızdaki sandıklar gözüme ilişti. Denemek için bir tanesini seçip ben bunu alıyorum deyince hiç itirazsız verdiler, zaten sürekli dükkana dalıp koli almama, hatta istediğim ebatta koli dolu olunca boşalttırmama alışık olduklarından itiraz etselerdi de pek sonuç alamazlardı yaa neyse:)
Aldım geldim sandığı eve baktım bayağı sağlam, elyafladım, giymeyi beceremediğim ve atılacaklar arasına ayırdığım bir gecelikle başladım işe ve sonra olanlar oldu zemberek boşaldı.


Geceliği biçince baktım 2 tane kutu kaplanabiliyor:) Gidip kutunun eşini aldım manavdan ve 2 tane desenli kutu yaptım baza altı için, şirin oldu, Baza altına koymaya kıyamadım ve dolap içindeki boş bir alana yanyana koyup o alanı çekmece gibi kullanmaya başladım ki çok daha iyi oldu bu hali. Son hallerini yarın eklerim bunlar arşivden gece yayını:)

                                     


Desenli sandıklar çekmece olunca bu kere düz yeşil bej kanvas bir kumaş geçti elime baza altı için 3 tane daha kutu kapladım.

Bu arada annem bende bir tane isterim dedi, ona da desenli bej bir kutu yaptım.Anneme yaptığım kutudan kumaş arttı ondan bir tane de kendime yaptım:))

Ablam durur mu telefon makina şarjları için küçük bir kutu da bana olsa dedi, ona da kapaklı bir tane yapıldı.

Banyoda baktım bir dolu kullanılmayan ıvır zıvır, ardiyeyi tasfiye edip küçük tuvalete dönüştürdükten sonra yer yok ki koyabileyim:( Hemen bir tane de banyo dolabının üstüne kutu yapıldı, bu kere lacivert kumaşla üzerine de yine daha önce yaptığım banyo takımının kumaşı kaplandı. 2 tane daha bej  orta boy kutu kapladım ama neredeler yerlerini bile hatırlamıyorum.




 Daha da var buldukça eklerim bu yazının altına, bir ara sürekli sandık kaplar halde buldum kendimi üstelik bunları silikonla kaplamıyorum dikerek yapıyorum ki hem sağlam olsun hem de daha düzgün dursun varın düşünün halimi:) Sitenin 2 manavı uzunca bir süre bana çalıştı, çocuklar servis için her geldiğinde taşıdılar sağolsunlar. Velhasıl kelam sandıklar sandık olmaktan çıktılar elime düşünce. Biraz zaman geçsin bunaldım, devam ederim ben yine nasılsa, ayyy nerden aklıma geldi şimdi bu sandıklar daha bazanın altı toplanacak. Offf Banuuu offff, muzursun muzurrrrrrr.

27 Ocak 2012 Cuma

Annemin Asaları...



Her zaman ortalığı harman yerine çevirecek şeyler yapmak şart değil ya, biraz da abidik gubidik şeyler yapmalı, hatta sen hiç müdahale bile etmemelisin kendiliğinden oluşsun değil mi?
İşte dahiyane fikirlerimden biri daha karşınızda:))Annemin asaları ile yakın ilişki de :) Daha yere ucunun değdiğine şahit olmadım ben o asaların:)) Bir dolu var evde üstelik... Çoban asası bile var... Ablam sağolsun her gittiği yerden bir tane yakalar getirir ben de bir yerlere tıkıştırıp dururum onları. Ama bu ikisi el altında bulunanlar ve daha çok  annemin oda kapısının ardında duranlardan. Asa deyip geçmeyin, acaip fonksiyonları var. Annemin elindeyken, ki genelde havada daireler çiziyordur, bir orkestra olsa karşısında mutlaka bir eser çaldırır havadaki o kadar hareketiyle. Sonra çok iyi yatak altına düşen ıvır zıvırı çıkarıcıdır. Ya da yüksek bir yerdeki bir eşyayı tek hamle ile merdiven kullanmadan tam kafanıza indirerek alabilirsiniz. Ayrıca iyi bir uyandırıcıdır, yere düşerken laminant üzerinde öyle tok bir ses çıkarır ki kime ne oldu diye fırlarsınız yatağınızdan. Tabii sık sık düşer bu asalar ve neden düştüğü de pek anlaşılamaz ev halkı tarafından. En belirgin düşme sebebi depremdir, 4 ve üstü bütün depremleri Kandilli Rasathanesi kadar iyi tahmin edebiliriz. Lakin en çok bu işlevi beni sürekli tedirgin edip durur, sair düşüşlerini saymazsak sürekli tik halindedir ben de asaların ucunda insan olmadan ki  hareketliliği. Hani gece vakti şu notluğu yaptığım günlerde kendiliğinden bir parça arttı, tam atacakken aklıma, aklımdan çıkmayan asalar geldi. Bu mudur, budur dedim. Şu Faber'in Tack-it olayını sevdim, başka markalarda da vardır mutlaka ama benim elime o geçti, memnun da kalıyorum sonuçlarından:)) Bir parça Tack-İt ile duvara monte edip sabitledim.Size de farklı işlevsellikler açısından fikir verir belki:)) Ohh ne rahatmış ne zaman düşecek diye düşünmeden yaşamak...

26 Ocak 2012 Perşembe

Kanaviçe İpi Bobinleri


Elimdeki her işte olduğu gibi son yaptığım kanaviçe setinden de artan ipler oldu.  İlk seti kullanmaya başladığımda neresine yetecek bu ipler diye düşündüydüm oysa ama yetmekle kalmayıp arttılar bile. Ufak işlemeler için lazım olur diye atmaya kıyamadım, öyle saçak saçak da dolaşmasına gönlüm razı olmadı. Bazen bir sap ip  rengi için kıvranıp duruyor insan. Hem derli toplu dursun hem de bobinler bir defalık olmasın çok kere kullanımlı olsun dedim. Otel dikiş setlerinden büyükçe olanlarından birini baz alarak kalıp çıkardım kalın bir kartonu  elimdeki yapışkanlı folyo ile kaplayıp kestim. 50 yi geçti ama burada sadece bir bölümü var halende kesmeye ara ara devam ediyorum.
Tabii bütün bu hazırlıklar Serpilciğimin sergisinden  aldığım ama farklı amaçla kullanacağımı söylediğim kanaviçe iplerimi barındıracağım kutu için:)) yani şimdilik öyle, kutu daha sık elimin altında olsun istiyorum aslında belki başka yere aktarırım bu ipleri hiç belli olmaz benim ne yapacağım.





25 Ocak 2011 Salı

Dikiş Kutusu Ve Müştemitalarını Yenileme Çalışmalarımın En Yenisi:))


 Şuu dikiş kutusu var yaaa, şuu dikiş kutusu, bir dile gelse de  anlatsa derdini size... Her halde dillense ilk dileği;  ''Dört tekerim olsun kaçayım şu Fiamma'nın elinden'' olurdu. EEE haksız da değil hani, neredeyse her daim bir tarafını yenileyip duruyorum.
Ya bana ne demeli, o benden şikayetçi de benim ondan kalır yanım mı var? Yok aslında birbirimizden farkımız, ben de her daim hoşnutsuzum dikiş kutusundan ve de müştemilatlarından. Bende mi malzeme çok(!!!), yoksa yerleşmeyi mi bilmiyorum da bir türlü sığamıyorum,aklım ermiyor. Kim dikiş kutusu yapsa hep içini görüp birşeyler öğrenme isteği ile yanıp tutuşuyorum ama ne yalan söyleyeyim şöyle ebatları daha fazla büyütmeden aklıma yatan bir tane fikir de bulamadım.Daha bir dolu malzemem de eksikmiş üstelik o da mutlaka olmalı diye düşündüğüm. Mesela rulo makasım yazlıkta kalmış, yokluğunu ancak 2 yıl sonra farkettim,çıtçıtlarım, ağraflarım bitmiş... Duyan da beni Yıldırım Mayruk sanacak!!!
Bu kutuyu ilk aldığımda bir heves ham haliyle kullanmaya başladım ama içindeki asansörlü bölüm iç mekanı inerken çıkarken çok daraltıyordu, aslında düzen de yaratmıyor değildi ama o darlık beni fena halde rahatsız etmeye başlayınca aldım elime tornavida o iç mekanı söküp alt zemine indirdim. Bu kere de oluşan bölümlü alan makasın ipliğin, iğneliğin alanını bölmeye başladı yani öyle de olmadı, onu da çıkarttım nihayetinde.
Ama her el attığımda üst üste yığın yığın duran malzemelerden bunaldım durdum.
Yılbaşında Sevgili Nedukcuğum bir surpriz yapmış, ''Ayyy ne kadar guzel iyi günlerde kullan'' diye yorum yazdığım (ki içim gitmişti güzelliğini görünce) makas kılıfını bana göndermiş(Teşekkürler arkadaşım, sağolasın düzelmeme sebep olduğun için ayrıca), nasıl güzel, nasıl misler gibi  keçe bir kılıf  hem de iki gözlü... İçine görüntüsü hoş olmasa da keskin olduğu için kullanmaktan memnun olduğum makaslarımı yerleştirdim bir heves  gösterdim ev ahalisine ama hiç yakıştıramadılar o güzel kılıfa, o plastik saplı makasları, cık-cıklayıp durdular..huysuzlar ama  haklılar da... benim de hiç içime sinmedi:(
Evdeki malzemelerle 2011 model bir dikiş kutusu yaptım, umarım uzun ömürlü olur bu defakinin kullanımı ama şimdiki haliyle sonuçtan hoşnutum.
Gelelim neyi nasıl yaptığıma,kendimle inatlaştım, dışarıdan hiç malzeme almadan evdeki malzemelerle aslında hem ekonomik hem de mütevazi bir kutum olsun istedim. Bir tek makaslarım yeni :))) Aylar önce mutfak için alıp da kullanamadığım yapışkanlı folyo kağıt arandı bulundu ve kutunun içini dışını kaplamakla işe başladım, biraz aydınlansın içim istedim bu defa...renk olarak makas kılıfıma pek uygun değil, biliyorum, ama ufak tefek aksesuarlarla ona uyumlu hale de getirmeye çalıştım... 2 adet çikolata kutusu, bir adet kalın nikah davetiyesi, plastik şişe kapağı koltuk kaydırmaz keçesi, kumaş yara bandı, cırt cırt ve çeşitli kumaşlarla  iğneden ipliğe yenilenmiş hali ile işte huzurlarınızda...
Hadi gelin bakalım içineee eksiği gediği kalmış mı diye?Ay bulursunuz siz bir sürü eksikgedik:=( bulursunuz da, düşmenin artçıları yüzünden sol kolumla başım dertte:( bir de sol elim işe  yaramaz sanırdım öyle değilmiş meğer:(/ dirseği ve bileği bandajladık  3öğün jelleyip tekrar sarıyoruz dr 2 haftaya kadar düzelir dediydi ama işe yaramadı:(  pazartesi kontrol var ama cesaretimi toplayabilirsem yarın gidip bir an evvel yüzleşeceğim, büyük bir olasılıkla atelli bileklik takılacak bu defa:( dirseğe ne yapar düşünmek istemiyorum ama asıl sorunun kaynağı orası inşallah alçı falan demez düşer bayılırım yeniden:(( Moralim çok bozuk yani.. idare ediverin, eksik gedik görseniz de görmemezlikten gelin yaaa:))
Dikiş Kutusu ve müştemilatları:) Düğme Kavanozu, iplik kutusu ve lastik fermuar kutusu bir arada:))



Üst kapağa davetiye ile kapak yapılıp gizli bir bölme yapıldı. Mezura koltuk ayağı keçesi ile kaplandı. Minik çiçeği Esracığımdan:) Gğnlük iğneler için otel terliğinden sayfalı bir kitap yapıldı.Su şişesi kumai ile kaplanıp iğneliğe dönüştü Çirkin makaslarıma  da uydurukta olsa tümünü kaplayacak şekilde kılıf diktim.

Yeni makaslarım yeni kılıfında:)
Üst kapağı tutması için çırt-çırt kullanıldı yara bandı ile sol tarafı kutuya sabitlendi.

Çikolata kutusuna iplikler için bölme yapıldı. Kapitona kumaştan çıtçıtlar için 2 gözlü bir zarf dikildi.Eski iğnedenlik atılamadı, yapışkanlı kağıt ile kaplanıp, Dendenakcığımın Kartpostal etkinliğinde gönderdiği Matruşka ile süslendi:)