.

.

1 Kasım 2012 Perşembe

O süpürsün:))

Şu günlerde yani son zamanlarda kendimi pis işlere adamış durumdayım:) Neye elimi atsam darman çorman bir ortalıkla vıcık vıcık bir halde kalıyorum:))


Bilgimden değil ilgimden bu kere bulaştığım iş. Az da olsa yazlıkta çok sevdiğim mısır bebek koleksiyonum var ki devamını bulamadığımdan olsa gerek fazla gelişemedi, geçenlerde 10Marifet.org segisini gezerken yine depreşti bu sevgim. 10Marifet üyesi Huber'in (Bloguna da bir bakın derim:) )çok güzel bir kapı süsünü sergi de görünce zınk diye durdum önünde ve tabii alıp eve geldim hatta diğerlerini neden almadım diye de hayıflandım hatta halen 2. sergi olunca gidip alacaklarımın arasına not aldım. Öz hakiki kapı süsüymüş ama ben kapıya birşeyler asmayı, astığım şeyleri görmeden yaşamayı pek sevmeyenlerdenim lakin ortalıkta çok dolu her şeyi de seviyorum diye her yere asamıyorum ama böyle sevdiğim bişi olunca gidip gelip gözüm ilişsin de isterim ne ironik durumdur bu böyle! Bu yüzden onu oturma odamızın camına misina ile astım. Gittim geldim baktım, iyi mi oldu kötü mü bilmem ama hadi ben de kendi  yolculuğuma çıkayım ve kendime bir tane mısır bebek yapayım dedim. (Öbür tarafa gidince bu işe de bulaşamadım, vaktim yoktu, mısır koçanı falan bulamadım diye boyun bükmeyeyim değil mi ama:) )


Ayyy ne pis işmiş öyle, ya da ben onu öyle pis hale mi getirdim bilemedim:)) Püskülleri ayrı kaplarını ayrı kurutmaya çalıştım tabii bu nemli havalarda balkon ortamında:( Bir de yağmur yemiş koyduğum yerde ki kimileri çürümüş el değmeden atıldı. Kala kala bir mısır kocanından 6-7 düzgün yaprak, bir de didelenmiş küflenip siyahlaşmış halde saç olarak kullanmayı düşündüğüm mısır püsküllerinde az miktar kaldı elimde. Mutlaka ki bunun düzgün kurutma yolu vardır benim gibi bodoslama dalınmaz her işe ama napim demek ki bunun da vakti gelmiş ki kalkındık bir kere. Yurtdışında paketlenmiş halde satıyorlarmış üstelik bu işler için  belki bizde de vardır ama ben bakmadım bile var mı yok mu diye... 

Neyse gelelim biz kendi bebeğimize. Kafası için biraz pamuk, kolları ve bacakları için bükülebilir orta sertlikte tel (ki onları da sokak da tomarla tesadüf buldum:)) ) mısır kabuğu, püskül ve yapıştırıcı az da olsa kullanmak üzere. Tabiii su, su işin olmazsa olmaz kısmı çünkü yapraklar kuruduğundan eğilip bükülürken kırılmaya müsait suyla ıslata ıslata yumuşatıp şekil veriyorsun ki işte ben bu aşamada bulanmışım da bulanmışım. Etrafa saçılan o püsküller suyu sprey aparatla sıktıkça yapışmış da yapışmış sağa sola:)) Ama ne yalan söyleyeyim çok zevk aldım bu işten ve kendimi de oldukça başarılı buldum üstelik. Bebek bittiğinde bir şımardım bir şımardım ki görmeyin gitsin:)) İlk bebek ilk deneyim hiç fena değil, değil mi?  Çok beğendiğim modeller var üstelik google da görüp beğendiğim, onları da kendi yorumumu katarak yapmayı arzulamaktayım. Bu naturel oldu ve öyle de kalsın istiyorum. Ama gerisi gelecek belki onlarda naturel olacak ya da renklendirmeler de yapmayı düşünmekteyim. Tabii mısır koçanı bulmak sorununu halletmem lazım öncelikle:))




Umarım bir bilen ya da Sevgili Huber cevaplar beni ama verniklemeli miyim vermiklememeli miyim bilemedim.Verniklemesem bozulur mu, böcüklenir mi, verniklersen formunda deformasyon olur mu?

Şimdilik benden bu kadar, ortalık onun yüzünden dağıldı, alsın eline çalı süpürgesini o süpürsün ortalığı!!! 



Çokk sevdimmm yaa, güzel olmamış mı yoksa yine kuzgunluğum mu tuttu da bana güzel gözüküyor?
Bir de şu kovayı boyasam mı naturele yakın bir renge mesela tabanın açık bir tonuna?
Vallahi yakından daha güzelll inanın bana, boşuna değil yani bu şımarıklığım:))