Çöp karıştırdığım tamamen asılsız!!! Eğer bazı arkadaşlar bunu size yayarsa bilin ki ben çöpü karıştırmıyorum çöp gelip beni bulup o beni eşeliyor:)
Bir hafta önce haftasonu Badeyi sevmek için jimlastik yaptığı tesise gittim ki o yöne doğru yollanmamın bir başka amacı da sanat eserlerimin zirvesinde elimdeki biten şu ten rengi fimo hamuruna kavuşmaktı. Halamızla beklerken oturup keyifli sohbetler ettik, kuzucuğun dersi bitince sarıldık, öptük sonra ayrılık vakti geldik onlar kendi yoluna ben de fimoyu aramaya çarşıya indim. Gezmediğim kırtasiye kalmadı tam bulamadan eve dönecekken Migros'a bakmadığım aklıma geldi ve tekrar kuzenlerle ilk buluşma yönüne yöneldim. Migros kırtasiye reyonunu kapatmış belki eskiden olsaydı bulabilirdim ama şimdi tek bir standa indirmiş. Ellerim boş dönmek üzere site servislerinin kalktığı alana gidip servis saatini beklemeye başladım. Bu arada gözüme ağaç gövdesinden çıkmış 2 mantarcık ilişti ve resmini çektim, başka mantarlar var mı diye bahçe boyu aranırken önümde yatar vaziyette bir cam obje belirmesin mi?
O ne? Kolu yok , eli yok diye ayağımla eşelerken bir baktım sapasağlam bir cam şişe:)) Gel de alma orada kuzu gibi bırak dön evine, el mahkum yani, aldık tabiii...İşte çöp beni eşelemedi de ne oldu?.Eve geldik yıkadık, pakladık ve hayaller kurmaya başladık.
Bir yanım ben bu fimo kafalarla uğraşırken bu objenin beni gelip bulmasının kerametini düşlerken öte yanım bir baş yaparım da nasıl ne yaparım diye omuzlara dökülen saçlar tasarlayıp duruyordum. Sevincimi kıslarla paylaşayım dedim ve işte burada Banu cadısı devreye girdi Venüs bu diye diye aklımı çeldi, oysa aklımdaki tasarımda Venüs yoktu. EE ne yapalım bizde venüs başı yapalım diye oturdum fimonun başına, önce bayağı küçük olan kafa yanak ekledikçe, çene şekillendikçe saç geldikçe büyüdü de büyüdü. Velhasıl vücütla orantısız kocakafa bir hatun oldu çıktı başıma:)) Kocakafa Milos Venüs ona bedeninden büyük bir baş yaptığımı görse bir de elleri kolları olsa boğazıma sarılırdı herhalde.
EE neyse olan oldu, orantılayamadım, napim yani once emeği çöpe atacak değiliz ya, onun altına da bir kaide yaparız en sonunda yeniden kullanırız deyip fırınladım gitti.
Efendim bu Milo Venüs bir Yunan Adasında bulunmuş, kime ait belli değil orijin heykeltraşı Antakyalı Alexsandros olan biri tarafından yontulmuş ama eser günümüzde Paris Louvre müzesinde sergilenmekte. Bizim ülkemizde bedeni gitmiş başı bizde, ya da başı yurtdışında bedeni bizde öyle çok tarihi eser var ki (Venedik'teki 4 şahlanmış atı nasıl götürebildiklerini halen algılayamaz bu beynim tam da bu yüzden cebine koyup götürülecek gibi olmadıklarını düşününce) bu büst kafa nam-ı diğer Afroditlerden bir tanesi olarak evimdeki hayatına pekala devam ettirebilir. Öte yandan malum ülkelerin yıllar süren tarihi eserleri geri isteme hikayeleri vardır zaman zaman gündeme gelen ama bence bu eseri Louvre Müzesinden kimse geri istemesin. Parisliler 1870 yılında çıkan savaşta eserin zarar görmemesi için öyle akıl almaz saklama yöntemi kullanmışlar ki tarihe verdikleri değer takdire şayan ki bu kadar iyi korunması mümkün olunmazdı başka bir ülke de dedirtti bana bu bilmediğim hüzünlü öykü. Okuduklarım öyle etkiledi ki beni MÖ 100-130 yıllarına dayanan geçmişi ve bir tarlada gömü olarak bulunması ardından Parise doğru yolculuğu ve Fransa da savaşa tanıklık ederken tekrar gömülmesi finalde tüm ihtişamı ile bir müzede yerini alması elimde fimo şekillenirken senoryalaştı durdu. Kafam şişti kafa şişirdim yani anlayacağınız sonunda KOCA KAFA MİLO VENÜS e olan oldu. Evet bu bir hezimettir amma kafası Venüs olmasın varsın da oraya ilerde bir tane kafa yapacağım tabii ki:)Bir tane daha Venüs mü yap dediniz, olmazzzzz yapmam huyumu bilirim her defasında bu öykü gelir aklımı bulur:))
Ama o Venüs' müş gerçekten. Gelmiş seni bulmuş ayrıca, almasan ayıp olurdu. Kafa kocaman olmuş doğru ama ben ordan şu mesajı aldım: Güzel olduğu kadar akıllıydı da :))
YanıtlaSilTabi ya hem güzel hem kıllı ayrıca fimoyla bunu yapan bir de heykeltraşlık okusaydı neler yapmazdı MİKELANJELİYE hah yeni adın bu olsun.
YanıtlaSil